Sayfalar

28 Haziran 2014 Cumartesi

BEN BIR MADDE BAĞIMLISIYIM!

itiraf ediyorum!
ben bir madde bağımlısıyım!
bunu en çok bi ülkeden bir başka ülkeye taşınmaya kalkınca anladım...
bi bavula ne yazıkki herşey sığmıyor...
uçağa ne yazıkki herşeyi almıyorlar...
























özenle seçtiğim ve içlerini özenle doldurduğum hatıra defterlerim, şiirlerim, 
psikolojik gelişme sürecimin izleri, çocukluğum, hayallerim 

- üzgünüm, sizleri burada bırakmak zorundayım!

bürokrasinin insana dikte ettigi kağıt küreğe bağlı düzenlilik - aksi taktirde çekmecelere ve rakamlara nasıl sığdırılabiliriz ve hükmedilebilirizki? - banka çıktılarım, vergi açıklamalarım, mektuplarım, cüzdanımdaki almanyadayken `ah ne çok` ihtiyaç duydugum onca kart - siz peşimi bırakmayacaksınız belkide istemesemde.. iki ülkede yasıyor olmak, her iki ülkede sorumluluklarının olması (mı) demek?!

bir türlü atmaya kıyamadıgım ve bodrumdaki dolapları zapteden senelerin ders notları, hepsininde üzerimde hakkı var, gelişmemde, değişmemde payları var, nasıl atayım? dosya dosya gururla ve ümitle biriktirdivim diplomalarım, sertifikalarım ve onlarca kopyaları 
( olası bir basvuru halinde hazır olayim diye..)
- üzgünüm, hepinizi yanımda götüremiyorum.. 
ve bi parça burukluk daha biniyor üzerime...

her birinin ayrı hatıraları olan çiçeklerim, orkidelerim, bonsai çiçegim... 
her biriniz icin aylar öncesinden yeni evimde güneş gören bir yer tasarlamıştım bile aklimda.. ama simdi evimin nerede olduğunu bile bilmiyorum 
ve size verebileceğim kendime ait bir alanım bile yok... 
bazınız terkedildiğinizi anlayıp çoktan küsmüşsünüz bile yokluğumda.. 
"ya nasip" deyip boyun eymeli belkide sizin gibi, belkide "teslimiyet" denen huzurun gerçek tadına varamamışım henüz - ne yapalim, öyleyse yanmaya devam...

annemin yıllar yılı ilk kızı için özenle derleyip topladıgı çegizim, kendi çabalarımla artırdıklarımdan aldığım tencere, tabak, çanak, takımlarım... - sizlere dairde çok hayallerim vardı... güzel pastalar kekler pisirecektim mutlu sofralar icin... 
o mutlu sofralar ertelendi, tıpkı benim gibi....

okuduğum ve okuma niyetiyle aldığım rengarenk, raf raf kitaplarım... çok uzun vaadeli hesaplar yapmamak gerekti belki öyle alman usülü... 
türk usülü kervanı yolda düzmek daha az hayal kırıklığı demekti belkide... 

yeni yeni müzik ve şan dersi almaya başlayan 
taze bir ögrencinin hevesle aldığı pianosu, gitarı - sizde öksüzsünüz artık!

dolap dolap kiyafetlerim, nede çok üstüm varmış.... nede doymaz bir nefsim! 
ne biçim bir iç kapışmasıdır bu? sizi nerede bıraksam yada nereye götürsem? yenisini almaya içim el vermiyor, ama size en çok nerede IHTIYACIM var onuda kestiremiyorum..

ihtiyaç...
maddeye ihtiyaç duymak...
aslında nede kötü bir bağımlılık!!
ne büyük bir sınav ALLAHim!




çok seyahat edenler ister istemez kendilerini daha çok sorguya çekiyorlar herhalde..
tek bir bavuldan yaşamayı öğreniyorlar.. 
aslında tek bir bavul ile yaşamanın mümkün olduğunu idrak ediyorlar..

postmodern yaşamın beraberinde getirdigi gelecege dair belirsizlikler, hızlı değişimler, yüzeysel tanışıklıklar, kısa bağlılıklar... 

bunca alternatifin altında ezilen çağımız insanının hastalığı mı KARARSIZLIK?
yoksa cesaretsiz ve nereye ait olduğunu bilmeyen kübra nın beceriksizligimi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder