itiraf ediyorum!
ben bir madde bağımlısıyım!
bunu en çok bi ülkeden bir başka ülkeye taşınmaya kalkınca anladım...
bi bavula ne yazıkki herşey sığmıyor...
uçağa ne yazıkki herşeyi almıyorlar...
ihtiyaç...
maddeye ihtiyaç duymak...
aslında nede kötü bir bağımlılık!!
ne büyük bir sınav ALLAHim!
ben bir madde bağımlısıyım!
bunu en çok bi ülkeden bir başka ülkeye taşınmaya kalkınca anladım...
bi bavula ne yazıkki herşey sığmıyor...
uçağa ne yazıkki herşeyi almıyorlar...
özenle seçtiğim ve içlerini özenle doldurduğum hatıra defterlerim, şiirlerim,
psikolojik gelişme sürecimin izleri, çocukluğum, hayallerim
- üzgünüm, sizleri burada bırakmak zorundayım!
bürokrasinin insana dikte ettigi kağıt küreğe bağlı
düzenlilik - aksi taktirde çekmecelere ve rakamlara nasıl sığdırılabiliriz ve
hükmedilebilirizki? - banka çıktılarım, vergi açıklamalarım, mektuplarım,
cüzdanımdaki almanyadayken `ah ne çok` ihtiyaç duydugum onca kart - siz peşimi
bırakmayacaksınız belkide istemesemde.. iki ülkede yasıyor olmak, her iki
ülkede sorumluluklarının olması (mı) demek?!
bir türlü atmaya kıyamadıgım ve bodrumdaki dolapları
zapteden senelerin ders notları, hepsininde üzerimde hakkı var, gelişmemde, değişmemde
payları var, nasıl atayım? dosya dosya gururla ve ümitle biriktirdivim
diplomalarım, sertifikalarım ve onlarca kopyaları
( olası bir basvuru halinde
hazır olayim diye..)
- üzgünüm, hepinizi yanımda götüremiyorum..
ve bi
parça burukluk daha biniyor üzerime...
her birinin ayrı hatıraları olan çiçeklerim,
orkidelerim, bonsai çiçegim...
her biriniz icin aylar öncesinden yeni evimde
güneş gören bir yer tasarlamıştım bile aklimda.. ama simdi evimin nerede olduğunu
bile bilmiyorum
ve size verebileceğim kendime ait bir alanım bile yok...
bazınız
terkedildiğinizi anlayıp çoktan küsmüşsünüz bile yokluğumda..
"ya
nasip" deyip boyun eymeli belkide sizin gibi, belkide
"teslimiyet" denen huzurun gerçek tadına varamamışım henüz - ne
yapalim, öyleyse yanmaya devam...
annemin yıllar yılı ilk kızı için özenle derleyip
topladıgı çegizim, kendi çabalarımla artırdıklarımdan aldığım tencere, tabak, çanak,
takımlarım... - sizlere dairde çok hayallerim vardı... güzel pastalar kekler
pisirecektim mutlu sofralar icin...
o mutlu sofralar ertelendi, tıpkı benim
gibi....
okuduğum ve okuma niyetiyle aldığım rengarenk, raf
raf kitaplarım... çok uzun vaadeli hesaplar yapmamak gerekti belki öyle alman
usülü...
türk usülü kervanı yolda düzmek daha az hayal kırıklığı demekti
belkide...
yeni yeni müzik ve şan dersi almaya başlayan
taze
bir ögrencinin hevesle aldığı pianosu, gitarı - sizde öksüzsünüz artık!
dolap dolap kiyafetlerim, nede çok üstüm varmış....
nede doymaz bir nefsim!
ne biçim bir iç kapışmasıdır bu? sizi nerede bıraksam
yada nereye götürsem? yenisini almaya içim el vermiyor, ama size en çok nerede
IHTIYACIM var onuda kestiremiyorum..
ihtiyaç...
maddeye ihtiyaç duymak...
aslında nede kötü bir bağımlılık!!
ne büyük bir sınav ALLAHim!
çok seyahat edenler ister istemez kendilerini daha çok
sorguya çekiyorlar herhalde..
tek bir bavuldan yaşamayı öğreniyorlar..
aslında
tek bir bavul ile yaşamanın mümkün olduğunu idrak ediyorlar..
postmodern yaşamın beraberinde getirdigi gelecege
dair belirsizlikler, hızlı değişimler, yüzeysel tanışıklıklar, kısa bağlılıklar...
bunca alternatifin altında ezilen çağımız insanının
hastalığı mı KARARSIZLIK?
yoksa cesaretsiz ve nereye ait olduğunu bilmeyen
kübra nın beceriksizligimi?