Stresten
kafam çatlıyor, acilen internete girip halletmem gereken işler var ama girme
imkanım yok, elim kolum bağlı, sinirden patlayacak gibiyim! Yine haddinden
fazla iş yükledim omuzlarıma, haddinden fazla doldurdum günümü ve işte yine çırpınıyorum,
neyi nerden kıssamda heryere mümkün olduğu kadar yetişsem, bütün işlerimi yetiştirsem..
ooof düşün düşün, bir çözüm bulamıyorum… - evet, kahve molası zamanı!
Teras
davetkar bir edayla bana bakıyor, kırmayıp kahvemi ve çikolatalı bisküvilerimi
alıp güneşli bir köşesine oturuyorum.
Güneşin ışıkları
sırtımı ısıtıyor, ve sanki biraz duruluyorum, derken gözüme çiçekler ilişiyor, çiçeklerden
bal toplayan arılar, „evet yazda gelmişti artık doğru ya!“
-
kahvemden bir yudum alıyorum.- Bir karınca kendi kadar büyük bir ekmek kırıntısını
sırtlamıs, düşe kalka aynı istikamete dogru istikrarlı bir şekilde ilerliyor.
Arılar, sanki bir müzikal gösterisindeki gibi toplu bir dans koreografisi
sergiliyorlar adeta çiçekten çiçeğe uçarken…
Işte o an
kalbim buruklaşıyor.. içimde bir sessizlik, durgunluk.. zaman daha yavaş akıyor
sanki ve bi an duruyor! - „BAZEN NE KADARDA ÖNEMSIYORUZ KENDIMIZI!!!!“ -
utanıyorum!!!
- duyularım
boyut değiştiriyor sanki birden - Öylece hareketsiz otururken, zihnen beden kalıbımdan
sıyrılıyorum ve kendi halimi dışardan seyretmeye başlıyorum…
Arılar
karıncalar, bir an bile durmadan, „of pof“ çekmeden, nasılda sürekli ibadet
halindeler. Onlara hayatlarında pay bicilen görevi nasılda azimli bir şekilde tıkır
tıkır, sakince eda ediyorlar.
Karınca
kadar olamıyoruz!
Allahın
omzuma kaldıramiyacağımdan fazlasını yüklemiyeceğini idrak ediyorum yeniden.
Herşeyin arkasında
ilahi bir hikmet var, ben bunu nasıl unuturum?! Nasıl bu kadar uzaklaşabilirim
özümden? Olayların ardındaki plana, karşılıklı etkileşimlere nasil güvensizlik
beslerim? Nerede benim basiretim, sağlam duruşum?
… Kendime
gelip, dalgın ve donuk bakışlarim yeniden netleştiğinde, o renk, ses, zaman,
mekan kargaşası gitmis oluyor, ben ise durulmus, hafiflemis..
- nötürleşmek
gerek belki böyle arada, renksizlesmek, kendini fazla ciddiye almamak, bende bu
karıncalar gibi, önüne sunulan görevleri eda etmek durumunda olan dişli çarklardan
biriyim sadece – hepsi bu.
Sandalyemden
kalkmadan elimdeki bisküviyi ufalayarak karıncalarla paylaşıyorum, selamlaşıyoruz
sanki yoldaşlarımla.. ve tekrar eve giriyorum.
Allahım bize karınca ve
arı olmayı nasip et,
Yorulmadan, isyansız,
molasız, en saf ibadeti nasip et <3
Amin
25.März
2012
'Anything under God's control is never out of control.' |