Sayfalar

13 Haziran 2011 Pazartesi

Nasilda unutuyoruz gün icersinde seni



Ya ALLAH, nasilda unutuyoruz gün icersinde seni.
Hatirlamak icin görmek gerek.
Görmüyoruz dünyada yol alirken,
arabayla, trenle seyahat ederken
yesil ve mavinin kucaklasmasini.
Bulutlarin rüzgarlar himayesi altinda kosusturmasini.
Görmüyoruz yeni dogan tomurcuklari,
su, hava ve günes sentezinin sonucunda öldükten sonra tekrardan canlanmalari.

Yapragin kaderi düsmek, insanin kaderi ölmek ise
Kul olup,
görüp,
uyanmali.

27.09.2010

Tutulurmu rüyalarim uzansam onlara?




















Medyadaki yansimalar .... hayatimizi inanilmaz derecede etkileyen ve yönlendiren o parlak ambalajlar...... -
derinlere dalmamali mutlu olmak isteyen bir insan,
yoksa bahsedilen bilincli yüzeysellikmidir insani asil mutsuz kilan?



Rengarenk renkler,
hayat onlarla akar,

ilerlerken yolumuzda, onlara bürünürüz, süsleriz kendimizi, 
kimi zaman dertsiz bir kelebek gibi ucuveririz iclerinden ardimizda güzel pariltilar, kimiltilar, gökkusagi gibi renkten izler birakarak.

Cok degisken bir varlik su insan dedikleri aciz yaratik.
Bir masal aleminde gibi yasar kimi zaman, eline gecen herseyi süslemesini iyi bilir, güzellestirmesini, güzele meyillidir ezelden.

Hayatini güzelliklerle süslerken, yapay mutluluklarla aldandiginin farkindadir aslinda.. Ama mutludur, ötesini arastirmaz, 
insanin yaradilisi budur, cocuk kalir aslinda hep. Kirilgan, ümitli,

bazen o renkler kücücük kalbinin atislarini hizlandiriverir, bazende kirar parcalayiverir,
Gözyaslari sariverir ömrü zaten kisa olan kelebegi birden, derin kederlere bürünür, hassas varolusu.

Artik dünya degismistir, donuk bir su perdesinin ardindan algilamaya baslar cevresini,
sesler ,
sessiz sessiz sesler,

derin ugultular gibi, eslik ederler kendi yarattigi yanlizligina..
Hic bitmiyecek gibi ilerler kimi zaman adim adim,
kimi zaman emekleyerek yolunda..

Bazen ona günes eslik eder
bazende kara bulutlar..

22.01.2009

3 solukta dünya hayati

Karahisar kalesinden Afyonkarahisar 2010






3 solukta dünya hayatı

Rabbim "ol" dedi
- Peydah oldu yoktan bi ruh

Sıran geldi dedi ruha,
koydu beni etten kemikten bir kalıba.
Yaşa, nefes al buyruldu
Ve ayak bastım ilk cihan meydanına.

Şansını eline verdim, iyi kullan buyurdu yaradan.
Düştüm engebeli, gâh siyah, gâh beyaz bir yola sorgulamadan.

Öğrendimki karşılaştıklarım,
sadece göründükleri kadar değiller
hakikat dedikleri şey hakkında hüküm verip,
olguları isimlendirmekten çekinir oldum hanımlar beyler!

Dua eyledim, zikre daldim.
Kalbimle herşeyin aslını görürüm sandım.
Gel görki ağır geldi,
ilahi yaradılışın bütünlüğünü, mükemmeliyetini kavrayamadım.

Biçok kez yaralanıp,
geçici parıltılara takılıp oyalandım.
yalan dünyada
boş gezen yoldaşlarıma rastladım.

kahroldum, çırpındım, gönlümü açtım
- paylaşalım, bölüşelim istedim zorlukları..
Ama nafile birçoğuna uzanamadım

Büyümek için uğraşırken öğrendim.
Öğrendiklerim çoğaldıkca ben küçüldüm – kayboldum!
Büyümek için uğraşırken,
birden kendimi yaşlanırken buldum.

Hazırmısın diyordu yaradan..
Hazırmıyım?
„Değilim, değilim!“, Değildim!

Daha yeni uyanmışken,
son uykuya davet azrailden.

Son dua
Son nefes
Fani dünyada
Baki amel

Umulurki Hakkı arayıp, Hakkı bulup, Hakka kavuşacak seçilmiş kullardan olabiliriz hep BIRlikte HEP beraber.


02.04.2011